TT Arena sıra dışı bir derbiye ev sahipliği yapıyor. Futbol
severler, Türk futbolu için ahkam kesmek için Gs-Fb derbilerinin ele geçmez bir
fırsat olduğunu bilirler. Buradan cesaretle;
Bu akşam (28.10.2014) oynanacak derbi; Passolig, Şike, Milli
Hüsran, Olağanüstü kongre ve Teknik Adam değişikliklerinin gölgesinde
oynanacak. Bu kadar çok parametrenin olduğu bir maçta ortaya çıkacak sonuç
hangi anlama gelecek, açıkçası ayırt etmesi zor olacak.
Stadyumlardaki seyirci azlığını 15 dakikalık bürokratik
passo kart alma zorluğuna bağlamak, ömrü kuyruklarda geçen Türk ulusuna
haksızlık olur. Acaba Statlarımız doluyordu
da giriş kartı alma zorunluluğu mu engel oldu. Acaba statlara gelen seyircinin
ne kadarı bilet alıyordu. Açıkçası bilet almanın bu kadar kolay olduğu
elektronik devrim çağında bürokrasinin arkasına sığınmak hata olur. Kulüplerimiz
ne kadar seyredilesi bir oyun vadediyor, statlarımızın altyapısı ne kadar
elverişli. Şampiyonlukların ahlaksız ilişkilerle el değiştirdiğinin mahkeme
kararlarıyla sabit olduğunu, Türk futbolunun uluslararası turnuvalarından men
edildiğini unutuyoruz sanırım.
Kral çıplak diyecek tek bir spor adamının olmadığı bir
derbinin içindeyiz, dünya derbisi diyoruz, akredite gazeteci yok… Yok yok yok.
Kaliteli stadımız, güvenecek hakemimiz yok. Yok dedikçe ceza veren
federasyonumuz var. Kendi eleştirilince, otoriteyi sarsma girişimi diyen
federasyon acaba biliyor mu ki kendi eseri futbolumuz Malta, San Marino, Cebelitarık
seviyesine indi. Ahlaksızlara veremediği cezayı, futbolun kendisi veriyor.
Buraya kadar üst perdeden ve kolaya kaçan bir yorum yaptık.
Olayın bir de kulüp yönetimi boyutu var. Antidemokratik kulüp tüzükleri,
başarısız yöneticilere hesap sormaya engel oluyor.
Kötü yönetim, yüksek borç, yerli futbolcu karteli, yüksek transfer bedelleri
üzerine değinilmesi gereken ayrı parametreler. Belki bir başka günün konusu…
Tüm bu köklü ve çözümü zor sorunların gölgesinde, futbolumuz
garip bir derbiye ev sahipliği yapıyor. Yakın zamanda teknik adam değişikliğine
giden iki kulüp ligin ilk 5 haftasını sancılı bir şekilde geçirdi. Kondisyonsuz
futbolcular, takımlarını tanımaya çalışan teknik adamlar, boş statlar, taktik
hatalar iki takım için ortak değerler.
Kötülerin kaynaştığı, kötülerin yönettiği Türk futbolunun bu güzel İstanbul sonbaharında
futbol seyircisinin içini ısıtacak, kavgasız, kazasız, kartsız bir oyun sadece
günü kazanmamızı sağlayacak. Biz çoktan kaybettik. Hırsızın, ahlaksızın kazandığı, adaletin sümen
altı edildiği yerde, hepimiz şikeciyiz, bu pisliğin ortağıyız…